SAĞLIK HABERLERİ
KENDİNİ YETERSİZ HİSSETMEK
Bireylerin iç dünyasında en çok karşılaşılan sorunlardan biri kendini yetersiz hissetmektir. Diğer bir adıyla İmposter Sendromu, temelinde kişinin kendini değersiz ve başarısız gibi algılamasıyla başlar.
Daha önce hiç kendinizi bir konu için yeterince iyi hissetmediğiniz oldu mu? Bu soruya çoğunlukla cevap “Evet” olacaktır. Hatta sadece yeterli olmadığımızı düşünmeyip, kendimizi acımasızca eleştirdiğimiz zamanlar bile olmuştur.
Yetersizlik duygusunu birçok kişi hissediyor
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki, iyi hissetmek değerli bir duygu. İyi hissetmenin kendinize olan borcunuz olduğunu unutmamak gerekir. Hepimizin zaman zaman yaşadığı, bazen kolaylıkla aşarak sonuca vardırabildiği, bazen de sanki asla içinden çıkamayacak gibi hissettiği duygulardan birisidir “kendini yetersiz hissetmek”. Bu yetersizlik hissinin yanına eklenen yalnızlık ve çaresizlik duygusu, hepimizin hayat akışını zorlayıcı etkilerde bulunabiliyor. Neden bu şekilde hissettiğimizi düşünürken, şunu atlamamalıyız ki bu bizlere bir anda gelen bir duyguymuş gibi olsa da aslında kendimize yüklediğimiz sorumluluk ve yüklerin patlama noktasıdır.
Özellikle son dönemlerde artan sosyal medya kullanımları, insanları sürekli olarak kendilerinde olmayana dikkatlerini verdikleri, kendilerini eleştirmeye başladıkları ve eksik olan kısımların kendilerinde neden eksik olduğunu sorguladıkları ve sonucunda yetersiz hissettikleri bir çıkmaza doğru itmiş durumda. Hissedilen ve dikkat çeken eksiklikler farklı olsa da sonucundaki yetersizlik duygusu, çoğumuz için ortak sonuç olarak karşımıza çıkıyor.
Yetersizlik hissi;
- Olumsuz çocuk yaşantıları ve deneyimler,
- İhmal, istismar ya da şiddete uğramak,
- Ebeveyn kaybı ya da duygusal olarak eksik ebeveynler ile büyümüş olmak,
- Eleştirel tutumlara maruz kalmak,
- Hayır deme problemi ya da sınır koyamamak,
- Yeterli duygusal ve fiziksel desteğe ulaşamamış olmak,
- İlişkilerde manipülatif tutumlara maruz kalmak,
- Yeterince kabul görmemiş olmak,
- Şartlı ya da koşullu bir sevgi ortamı içerisinde bulunmak gibi faktörler ile görülme riski artan bir durumdur.
Peki ne yapacağız?
Öncelikle bu duygularımızı kabul ederek, gerçekçi bir bakış açısı kazanmaya çalışacağız. İç eleştirilerimize karşı konuşacağız. İçimizdeki değersizlik ve yetersizlik hissinin, temelde kendimizle olan diyaloğumuz sonucunda oluştuğu aşikardır. Bu nedenle, aklımızdan geçtiği sürece eleştirel düşünceleri tanımak ve yazmak üzere kendimizi geliştirmeliyiz. Neden bu şekilde olumsuz ve çarpık bir düşünceye kapıldığımızı öğrenmeli ve bu düşüncelerimizle konuşmalıyız. Bu düşünceler geldiğinde zihnimizden o an gitmesini sağlayacak ve pekişmesini önleyecek yöntemler geliştirmeliyiz. Örneğin, yanımızda taşıdığımız mini bir not defterine akla gelen düşünceyi yazmak ve onu o an o kâğıtta sonra halletmek üzere bıraktığımızı zihnimize işlemek faydalı olabilir.
Verimli ve doğru çözüm ile olumsuz hislerden kurtulabilirsiniz
Kaçmaktansa; bu duyguyla yüzleşip, kabul edecek, uğraşacak ve üzülmeyeceğiz. Sorunlarımızın gerçekçi olabileceğini ve bizim düşüncelerimizle ilgili olduğunu kabul ederek, kaçmanın bir yararı olmadığını, ilgilenilmesi gereken belli eksikliklerimiz olduğunu kabul edeceğiz. Kendimize şefkat göstererek, kusurlarımız ve hatalarımızın bizim birer parçamız olduğunu özümseyeceğiz. Bizi üzen ya da yetersiz hissettiren duyguların, gelişimimizin bir parçası olduğunu kabul edecek, öğrenme sürecimizin devamlılığının bir parçası olduğunu unutmayacağız.
Geçmişte yaşadığımız kaygılarımız ya da hatalarımızı o anda bırakarak, şimdi ve şu anda bulunduğumuz ana odaklanacak, ilerlememize devam edeceğiz. Çünkü zihnimizi şu ana odaklamak daha verimli ve dingin bir düşünme becerisi geliştirerek, daha verimli çözümler üretmemize katkı sağlayacaktır.
Kendinizin değerli olduğunu unutmayın
Özetle, kendimizi yetersiz hissettiğimizde bu durum bizde üzüntüye sebep olacaktır. Doğuştan bir eksikliğimiz olduğuna inanacak, ciddi bir umutsuzluk tepkisine bürüneceğiz. Tüm bu olumsuz sonuçlar karşısında yapacağınız en önemli ve temel şey, kendinize yetersiz olduğunuzu söylemekten vazgeçmenizdir. Bu düşüncelerin yaşamın içinde zaman zaman karşımıza çıkan ve değişkenlik gösteren bir süreç olduğunu kabul etmelisiniz. Yapmanız gereken tek şey, içinizdeki o eleştirel iç sesi durdurmak ve “ben değerli bir bireyim” düşüncesini merkeze almaktır.