SAĞLIK HABERLERİ
ÇÖLYAKLA İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Yanlış: Çölyak modern çağın hastalığıdır.
Doğru: Aksine kökeni milattan öncesine dayanan bir hastalıktır. Dünyanın en yaygın genetik hastalıklarından olan çölyak, eski Yunancada “karın” anlamına gelen “coeliaca” kelimesinden adını alıyor. Arkeolojik kalıntılar, insanoğlunun Mezopotamya’daki ilk ıslah edilmiş buğdayla beslenmeye başladığından itibaren bu hastalığa yakalandığını gösteriyor. İlk tanı ise 1888'de konuldu ve hastalığa yol açan etken maddenin buğdaydaki glüten olduğu 1950’lerde kesinleşti.
Yanlış: Yaygın bir hastalık değildir.
Doğru: Dünyada en yaygın görülen hastalıklar arasındadır. Yapılan çalışmalar, birçok toplumda ve ülkemizde çölyak hastalığının her 100 kişiden 1’inde gözlendiğini ortaya koyuyor. Kuzey Avrupa’da ise her 65 kişiden 1’inde görülüyor. Üstelik hastalığı saptanamayan kişilerin çok daha büyük bir kitle olduğu düşünülüyor.
Yanlış: Çölyak, genetik bir hastalık değildir.
Doğru: Bu hastalık genetik geçişlidir. Çölyak, tek yumurta ikizlerinden birinde varsa diğerinde de yüzde 75 oranında görülüyor. Birinci derece akrabalarda yüzde 20, ikinci derece akrabalarda da yüzde 5 oranında rastlanıyor.
Yanlış: Çocuklukta ortaya çıkar.
Doğru: Bu hastalığın ortaya çıkış bulguları çok farklı olabilir. Çocukluk döneminde belirti vermeye başlayabildiği gibi, 80’li yaşlarda tanımlanabilen geç olgular da bulunmaktadır. Yani çölyak, her yaşta görülebilir.
Yanlış: Tek belirtisi şişlik ve karın ağrısıdır.
Doğru: Birçok belirtisi vardır. Klasik bulguları;karın ağrısı, ishal, kansızlık, kilo alamama, boy kısalığı, fiziksel ve ruhsal gelişme geriliği, diş minesinde sorunlar ve kemik erimesidir.
Yanlış: Çölyak yalnızca sindirim sisteminde sorun oluşturur.
Doğru: Tüm vücut sisteminde çeşitli hastalıklara neden olabilen çölyak; kadınlarda adet düzensizliğine, kısırlığa, hamilelikte düşüklere yol açabilir. Karaciğer fonksiyonlarında da sorun oluşturabiliyorken; kalp kası bozukluğu, D ve B grubu vitamin eksikliği, folik asit eksikliği, dermatit, ağızda aft, ülser, nörolojik bozukluklar, depresyon, böbrek ve eklem hastalıkları gibi farklı hastalıklara da kapı aralayabilir.
Yanlış: Glüteni azaltmak çölyağı tedavi eder.
Doğru: Bir çay kaşığının 8’de 1’i kadar un tüketilmesi halinde bile vücuda alınan glüten, bu hastalığı tetikliyor. Mekanizma şöyle işliyor: Yiyeceklerin bağırsaklardaki emilimi sırasında vücudun savunma mekanizması glütene karşı savaş açar ve antikorların ince bağırsaktaki fırçamsı yüzeye saldırmasıyla bağırsak duvarında hasar olur. Bu hasar nedeniyle besin maddeleri emilmeden sindirim sistemi yoluyla atılır. Glütenli besinlerin az tüketilmesi sorunu bir parça hafifletse de tedavi etmez. Çölyak hastaları bu sorunla karşılaşmamak için glüten barındıran yiyecekler tüketmemelidir.
Yanlış: Tanı için kan tetkiki yaptırmak yeterlidir.
Doğru: Yalnızca kan tetkiki yeterli değildir. Tanı için en önemli yöntem; hekimin muayenesi, hastanın öyküsünün iyi dinlenmesi ve hekim farkındalığıdır. Kan tetkiklerinde çölyak antikorlarına bakılır ve pozitiflik çıkarsa ince bağırsak biyopsisi gerekir. Bazen ince bağırsak biyopsileri de yeterli gelmeyebilir. Bu gibi durumlarda doku tipi tayininin yapılması önerilir. Çölyak hastalarının yüzde 95’inde bu doku tipleri pozitiftir. Bu nedenle çölyak hastalığının olup olmadığını kesinleştirmekte önemli rol oynar.
Yanlış: Glütensiz yiyecek diyetine zaman zaman ara verilebilir.
Doğru: Bu hastalığın tedavisinde en önemli adım, glüten tüketimine son verilmesidir. Üstelik bu diyetin hiç ara verilmeden ömür boyu sürdürülmesi gerekir. Diyetine özen gösteren kişilerin ince bağırsağında 6-12 haftada düzelme başlar. Bir yılın sonunda da hastaların yüzde 70’inde tam iyileşme sağlanır. Bir yılda düzelmeyen hastalarda bağışıklık sistemini baskılayan bazı ilaçlar kullanılır.
Prof. Dr. Şafak Kızıltaş
Acıbadem Üniv. İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi
Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı